Hopa Artvin Rize Gezi Turu yazımıza hepiniz hoş geldiniz. Rutin bir Aralık günü, evde çaylarımızı yudumluyoruz. Bir kaç gün sonra 1 ocak sebebiyle tatil, cumayı da kullanarak uzun bir haftasonu tatili yapmak için güzel bir zaman ancak hiç planımız yok.

Hopa Yolculuğu

Sonbahar filmini bir kaç gün önce izlemişiz. Filmde Karadeniz her zamanki gibi güzel, Hopa’nın depresif griliği büyüleyici. En iyi alınan kararlar en hızlı olanlardır, Türk Hava Yolları’ndan ucuz bir uçak bileti alarak Hopa’ya gitmeye karar vermemiz 15 dakika sürüyor.

Batum Uluslarası Havalimanı
Batum Uluslarası Havalimanı

Hopa uçuşları Gürcistan’nın Batum kentine yapılıyor. Batum Hopa’dan otobüsle 15 dakika uzaklıkta, Batum Uluslarası Havalimanı’na inip herhangi bir kontrolden geçmeden otobüse biniyoruz ve otobüs bizi direkt olarak Hopa’ya götürüyor. Hopa limanında küçük bir konteyner içinde buluyoruz kendimizi, pisti bile olmayan dünyanın en küçük havalimanı burası olsa gerek.

Hopa, Karadeniz sahili boyunca Gürcistan sınırı öncesi son ilçe. Deniz ve dik tepeler arasında kalan dar bir alana deniz kıyısına paralel olarak kurulmuştur. Sahil şeridi boyunca uzanan uluslararası karayolu pek çok kamyona ev sahipliği yapıyor. Şehirde bu coğrafik yapıya uygun olarak şekillenmiş.

Otele yerleşiyoruz, kulaklarımızda Karadeniz ezgileri çoktan çalmaya başlamış. Hopa sahili yalnız ve gri, sadece sahile vuran dalgaların sesini duyabiliyoruz. Sahildeki iskele Hopa’nın yalnızlığının simgesi adeta.

Bu küçük şehrin tek caddesi üzerinde hem tır ve kamyonların Gürcistan’a doğru yol alışını, hem de kavga eden küçük çocukları görmek mümkün. Karnımızı doyurmak için bir esnaf lokantasına giriyoruz. Orjinal olarak bilinen karışık pide, ilerleyen zamanlarda uzun süre aklımızdan çıkmayacak.

Akşam şehirde görebildiğimiz tek kafenin bir kaç müşterisinden biriyiz. Bir süre sonra da sadece biz kalıyoruz, Kazım Koyuncu şarkıları eşlik ediyor bize.

Rizeye Yolculuk

Diğer sabah bir araba kiralayıp Rize’ye doğru yola çıkıyoruz, geceyi Ayder Yaylası’nda geçireceğiz. Kulağımızda Karadeniz türküleri, önümüzde yeşille mavi içiçe, yollar her zamanki gibi keyifli. Fırtına Vadisi’nden yukarıya Çamlıhemşin’e varıyoruz, ancak Ayder yaylasına dönmeden önce son saniye kararıyla önce Zilkale’ye gitmeye karar veriyoruz.

Ayder Yaylası
Ayder Yaylası

Zilkale yolu toprak ve yokuş yukarı çıkmak durumundayız, yukarı çıktıkça yanımızdaki uçurum derinleşiyor. Öyle ki bir süre sonra bulutların arasında buluyoruz kendimizi. Sonunda Zilkale tüm ihtişamıyla karşımıza çıkıyor, bulutların ve ağaçların arasında böyle bir yapıyla karşılaşmak çok şaşırtıcı.

Kaleden içeri girip burçlara tırmanıyoruz, metrelerce aşağıdaki ırmağın sesi az da olsa duyulabiliyor. Karadeniz ormanlarının arasında, rutin hayattan çok uzaklarda bir yerdeyiz. Müthiş manzarayı sessizlik eşliğinde izliyoruz. Tam bir meditasyon havasını kendimize yüklüyoruz.

Ayder Yaylası

Akşam Ayder Yaylası’ndayız. Turizm burayı da vurmuş, doğanın ve sessizliğin yerini oteller ve tur otobüslerinin gürültüsü almış. Akşamı orada tanıştığımız Ahmet’le ve onun Karadeniz hikayeleriyle geçiriyoruz.

Sonraki gün tekrar Hopa’ya dönüyoruz ve öğleden sonra Sarp sınır kapısının diğer tarafına Batum’a gidiyoruz. Gece yine Hopa sahilindeyiz. Dönmeden önceki son gecemizi iskelede geçiriyoruz. Yarın yorucu bir yolculuk olacak, İstanbul’a dönüşler her zaman sancılı.

Hopa, Karadeniz’in bir aynası, yeşil, mavi ve gri bir arada. Kent, kendi yaşamını kurmuş, kendi yağında kavruluyor. Dikkatimizi çeken detaylardan biri de bu küçük şehirde onlarca otelin olması. Anlaşılan bu sınır şehrinde insanların çoğu kalıcı değil. Burası kimileri için bir gecelik kimileri içinse bir kaç yıllık bir mola noktası.

Sizlerde bizimle birlikte Gezi Turlarımıza katılmak istiyorsanız, bizi Gezintide1Adam instagram sayfasından takip etmeyi unutmayın. Kıyıköy Gezi Turu yazımızı buradan okuyabilir, Gezi Turları sayfamıza da buradan ulaşabilirsiniz.