YOL HİKAYELERİMİZ

Uçan Şef Yollarda Yine

Trenle Yolculuk Hikayemiz

Trenle Yolculuk Hikayemiz sonunda başlıyor. İstanbul’dan Selanik’e doğru yol alan trendeyim. Kompartımanda Gürcü bir kadın var. Sohbete başlıyoruz. Bozuk Türkçesiyle Yunanistan’da çalışan kız kardeşini ziyaret edeceğini anlatıyor. Kadınla konuşurken kafamda tek soru var: Yunanistan ve İtalya sonrası ne yapsam? Kadınla sohbet belli bir noktadan sonra tıkanınca diğer kompartımanlara yamanmak için harekete geçiyorum.

Vagonda şöyle bir tur atıp kim var kim yok bakınıyorum. Şansa yan kompartımanda benim gibi iki Türk sırt çantalı var. Egemen ve Şerif. Hemen muhabbete başlıyoruz. Onlar 3 hafta dolaşıp döneceklermiş, ben 6 hafta yollardayım diye ekliyorum. Hepimizin üzerinde uzun ve bilinmezi bol bir seyahate çıkmanın hafif gerginliği var. Konuştukça rahatlıyoruz, sohbet koyulaşıyor. Bir süre geçtikten sonra bir iki kompartıman yanımızda başka bir sırt çantalı olduğu aklıma geliyor. Hemen yanına gidip katılmak istediğini soruyorum ve bir an düşünüp tamam diyor. Oytun’la da böyle tanışıyoruz.

 

Bu dörtlü sonraki 1.5 haftasını birlikte geçiriyor. Selanik’te treni kaçırıyorlar, sahilde sabahlıyorlar. Şerif’in zulasından çıkardığı bir ufak matara kanyakla muhabbetten muhabbete koşuyorlar. Atina’da Egemen yorgunum diyor ve erkenden uyuyor. Ben bir yıl öncenin tecrübesiyle Oytun ve Şerif’i Psiri’ye götürüyorum.

Ortamı bırakıp kalkamıyoruz, metro bittiği için yürüyoruz hostele kadar. Hostelde bodrum kattaki bara bir bakalım var mı birşey, birer bira içer yatarız diyoruz. Bir bira diye girdiğimiz barda gecenin sonunda ben Avusturalya’lı bir zoologa büyük beyaz köpekbalıklarını anlatıyorum. Tabi muhabbetin bu hale gelmesine tüm gece boyunca barda oynanan içki içme temalı oyuna davet edilmemiz ve sonradan oyuna katılan Kanadalı barmaid arkadaşın 5 litrelik uzo şişeşini bu bitmeden yatmak yok diyerek ağzımıza dayaması neden oluyor. 2 Avusturalyalı, 3 Yeni Zelandalı ve 2 Amerikalıyı içmeye devam ederken bırakıp sabaha karşı yatıyoruz.

Yunanistan’a Veda

Atina‘dan Patra’ya geçip, Bari’ye gidecek feribota biniyoruz. Yunanistana veda amacıyla gemide 1 litrelik Metaxa şişesini de ekibe katıyoruz. Konserveler yeniyor, Metaxa açılıyor. Bu esnada feribotun bize layık görülen teras kısmında, yanımızda oturan 2 Alman kızla sohbet etmeye başlıyoruz.

Kısa bir süre sonra yemeğe misafirliğe geliyorlar. Oytun ekibin jönü olarak kızlarla sohbeti koyulaştırıyor. Egemen her zamanki gibi uyuyor ben ve Şerif ise birlikte masamızdaki komik ekibe Koreli bir kızla eklenen 50’li yaşlarda Gerard Depardieu’ya benzeyen Fransızla sohbete başlıyoruz. SNCF’de kondüktör olan çakma Gerard ile gecenin ve şişenin sonunda SNCF’nin neden milyonlarca avro harcayıp imaj çalışması yapmak yerine bölgesel trenleri yenilemediğini tartışıyoruz. Ve kısa süre sonra bize layık görülen masaların üzerinde sızıyoruz.

Sabah Oytun’a verdiğim gaz ile kızlara İtalya’da onlara eşlik etmek istediğini söylüyor. Kızlar ise kibarca bizim jönü reddediyorlar. Kendilerinin kaybettiklerini farkında değiller. Bari’ye indiğimizde vakit kaybetmeden basıp Roma’ya gidiyoruz. Şehrin dışında çok ucuza bir hostel buluyoruz.

2 gün boyunca Roma’nın altını üstüne getiriyoruz. Üstüne Pisa ve Floransa ile cila çekiyoruz. Venedik’e geldiğimizde ise maalesef benim gruptan ayrılmam gerekiyor. Tüm günü tam kadro Venedik’te dolaşarak ve fiyatlara söverek geçirdikten sonra akşam ben Bristol’dan ev arkadaşım Francesco ile buluşuyorum. 3 silahşorlar ise Milano ve Como üzerinden kendi yollarına devam ediyorlar.

Bu maceralar 2006 Eylülüne ait. Facebook ‘dan öğrenebildiğim kadarıyla Egemen artık evli bir adam. Şerif ise milletine hayırlı bir mühendis oldu. Ancak aramızda en kıskandığım adam olan Oytun. Zaten tanıştığımızda beni kıskandırdığı mesleğinde aldı yürüdü. İstanbul’un en iyi lokantalarında aşçılık yaptı.

Ancak şu sıralar muhtemelen mesleğinin en “havalı” dönemini yaşıyor. THY’nin bazı hatlarda First ve Business Class için uyguladığı Flying Chef programında uçakta hünerlerini sergiliyor ve gittiği yerde çektiği fotoğraflarla beni delirtiyor. Unutmadan geçenlerde kendisine “uçan bulaşıkçı lazım mı yanına?” sorumu ise gülerek reddetti.

Bu makalemiz gibi daha birçok gezi ve tatil fikiri Gezintide 1 Adam kanalını da ziyaret edebilir ve ilginizi çekiyorsa Kıbrıs Gezi Rehberi isimli yazımızı da okumanızı tavsiye ediyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu